9 Temmuz 2008 Çarşamba

AŞKA SAÇILMIŞ SÖZCÜKLER

aşk
hani şu içimizde hep var olan
ama sanki bir yerlerde gizleniyormuşçasına bizi peşinden koşturan
çoğu zamanda farklı insanlarda arayıp ta yüreğimizin perdelerini aralamadığımızdan göremediğimiz duygu...
başkasına duyduğumuz aşkı avazımız çıktığınca bağıra dururken
kendi yüreğimizde tutunmaya çalışan o unutulmuş duygu.

**********************************************************

hem gitmek kalmanın diğer adıdır.
aşk gidilen her yerde varolmaktır....

**********************************************************
bazen her şeyin eskidiğini sanır insan
sevmek/aşk sevişmek ve her seferinde yeniden doğmak
yeniden doğmak için bir kaybeden taraftan bir kazanan taraftan
kaybetmeden kazanılmıyor büyük aşklar...

**********************************************************

hayat bazen bize anlaşılmak için elinden geleni yapıyor
ben bir yağmurum bir dalgayım bir rüzgarım diyor
sen bir yağmur gibi bir dalga gibi bir rüzgar gibi olabilirsin
sonra tutup aşkın ellerini uzatıyor ellerimize
hani yabancı bir el değil yabancı bir sıcaklıkta değil
ama farklı olan bir şeyler olmalı diye düşünmeye başlıyoruz işte o anlarda
sonra hayat diyor ki
yağmuru bilirsin farklımı
dalgalar peki
ya rüzgarlar
hepside hep aynı bir öncekinden
farklı olan kim o zaman
sensin...

**********************************************************

aşk hiç bir şey gibi değildir...
her şey biraz aşk gibidir..

**********************************************************

sanırım parçalanmıştım ama parçalarım toparlanmakta şu an.
kim bilir belki de birleşiverirler ansızın.

**********************************************************

ansızın ürperdi içim
yüreğimde buruk bir sevdanın ayak izleri
tozu toprağına karışmış koca bir şehir
avuçlarından su içen çocuklar misali
bu mavi
bu yeşil
ellerinden gözlerinden yoksun şehir
sen karşımda duran dağ
bir bak
ne görüyorsun karşında.
ben volkan ağzında yol alan bir karınca
korkularımı hiç sorma
bu kadar yakınken
tamda içinden geçenlerle paralanıyorken
bu hüznüm
bu içimde acıyan yürek
bu bitmez tükenmezlik
sonrada yokluk.
ellerinden gözlerinden yoksun şehir
ben
aşka boyanmış bir dünya....

**********************************************************

dünyanın en büyük nimetidir güzellik...
ve bir de iç güzelliğiyle doluysa o yürek
işte o zaman tatlı bir gülümsemenin ışıltısıyla sarılır
iki gamze iki ayrı yanağa sıcacık.
işte sevgi adına bir umuttur gamzeler.
kiminde ateş gibi yakıcı olurken
kiminde yağmur gibi dökülür saçlarına ansızın.
işte o anlarda seviyorum demek istersin
ya ateşle yanarsın
ya da yağmurla ıslanırsın...
ama yine de seni seviyorum gamzelim sözcüğünü
süpürecek bir tenhalık bulamazsın...

**********************************************************

bir şey var aramızda
bir yağmurla süzülüp gelen
hani pencere camında
saksıda duran çiçekleri ıslatan yağmur tanesi gibi
ellerimizden değil kollarımızdan tutan bir sağanak
şimdi çıkıp ıslanmayacaksan
seviyorum demenin ne anlamı var ki.
ben uzak iklimlerin değil
ben sevdamın sıcağının özlemindeyim.
aniden sustuğunu farz et gözlerimin
koşacak yolun yoksa bana doğru
rüzgar sırtından sokul ki
tanıyabilsin seni yüreğim.
şimdi unutuldum mu diye sorma bana
yokluğundan
bulamadım bir türlü kendimi.
seni tanıyan benim de ellerimden tut
tut ta getir ne olur.
unutma
olduğun yerde kaybettim kendimi...

**********************************************************

yağmur yağardı
ben bakardım göğe
gözlerin ağlardı
tutuşur göğünde buludu
üşür ellerin
üşür gözlerin
dolar yağardı....

**********************************************************

bir ağaç gibi sulanmayı beklersen
yağmur duasına çıkmaktan başka çaren yok...
ama başın göğe yakın olsa da bir ağaç gibi
sen yine de o suyu toprakta ara... derinlerde...

**********************************************************

gözlerime çakılıyor aymaz gözlerindeki bakışların
suskunluğumdan kaçırıyorsun bakışlarını
bir rüzgar sokuluyor aramızda ki boşluğa
bir yaprağı dans öğretir gibi sallandırmakta.
bir ağaç çırıl çıplak bir suskunluğu yüklenmiş
sen arkanı dönmüş giderken
ben arkama dönük suskunluğumu susturuyorum.
ağzımdan çıkan o sözcük
seni var edecekken beni öldürüyor.
-gitme-
ama rüzgarın işi yaprakla.
sende umurunda değilsin bende.
oysa bende yaprağı çok severim.
şimdi sen varken sözü olmaz diye düşünüyorsundur.
-git-me
çalıyorum rüzgardan yaprağı.
hala susuyorum
hala yoksun.
suskunluğumdan yapraklar kanamakta.
korkuyorum.
yaş oluyorum.
korkuyorum.
sessiz sessiz yağıyorum.
ben yağdıkça sen oluyorum...

**********************************************************

koca dünyayı un ufak ediyor bakışların
ya da bana öyle geliyor.
düşündüğüm de un ufak olan ben miydim yoksa
bir büyüklük var karşımda
öğütülüyorum
öğütüyorsun
dünya dönüyor değirmen taşı misali
bin parçaya bölünüyorum
dağılıyorum altı kıtaya altı ayrı coğrafyaya
kiminde kar altında fırlayan kardelen
kiminde sular ortasında bir nergis
kiminde bir parça yosun
kiminde barışa doğru bir dal zeytin
kiminde mezar başında karanfil
bana sorarsan elindeyim bir gül
ne olur gül...

Sairtekkas

Hiç yorum yok: